Bariatrik Cerrahi Sonrası Nasıl Oruç Tutulur ?
Ramazan ruhsal bir yenilenme zamanı olup, beslenme ve fiziksel aktivitenin daha çok önem kazandığı bir dönemdir. Bariatrik cerrahi sonrası sindirim sisteminin yapısı oldukça farklılaşır ve büyük porsiyonları kaldıramayacak hale gelir. Operasyon sonrası vücudumuz gıda alımındaki değişen dengesini yeniden oluşturmaya çalışır. Bu nedenle operasyonu geçirmiş olan hastaların belli kriterleri sağladıktan sonra oruç tutmaları daha sağlıklı olacaktır. Bariatrik operasyon üzerinden en az 1 yıl geçmiş olup , sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmiş olan kişilerin ve 1 sene boyunca yapılan diyet değişiklikleri ve operasyon ile hedef kiloya yaklaşmış veya fazla kilo kaybı yaşamış kişilerin oruç tutması uygun görülebilir.
Ramazan da oruç tutacak kişiler iftar ve sahur arasında 2 ana öğün ve birkaç ara öğün yapabilirler. Bu süreçte yediğiniz yiyeceklerin porsiyonu ve besin değerleri oldukça önemlidir. Hızlı yemekten kaçınarak protein bakımından yüksek ; yağ ve şeker bakımından düşük gıdalara bağlı kalmak önerilir. Yetersiz protein alımı ve yağsız vücut kitle indeksi metabolizma hızını azaltır ,dumping sendromuna ve steatore dediğimiz yağların bağırsaktan emilimini bozan problemlere yol açabilir.
Belirli bir diyet programını tolere etme yeteneği vücuda göre farklılık gösterir ancak bariatrik cerrahi hastaları, aksam namazından sonra yemeleri gereken ana öğüne vücudu hazırlamak için su veya çorba ile oruçlarını açmalıdırlar.
Yavaş yemeli ve iyi çiğnemelisiniz. Bu aşırı yemeyi, asit reflüsünü önler, öte yandan sindirimi kolaylaştırır. Ramazan boyunca, özellikle obezite ameliyatı geçiren hastalar için uygun sıvı alımına odaklanmak daha önemlidir.
Kişi iftar öğününe 1 bardak su veya herhangi bir sıvıyla başladıktan sonra 1 kepçe çorbasını içebilir. Daha sonra 10-15 dk. sindirim sistemi dinlendirilmelidir. Sonrasında , katı – sıvı kuralına dikkat ederek bol proteinli , kompleks karbonhidratlı ve lifli renkli tabaklarına geçiş yapabilir. Bu öğünde protein alımı oldukça önemli olup doku oluşumunu ve sağlıklı olmak için gerekli çeşitli vücut süreçlerini düzenler. Ayrıca protein içeren gıdaların tüketilmesi tokluk hissi uyandırır. Ana öğünde pişirme tekniğine uygun hazırlanmış olan et , tavuk ,balık ,köfte ve kuru baklagillere yer verilmelidir. Basit karbonhidrattan uzak durup daha çok bulgur, kinoa ve karabuğday gibi kompleks karbonhidratlara ve bol lifli sebzelere tabakta yer verilmesi gerekir.
İftar öğününde başlangıç olarak tüketilen zeytin 1-2 adet 2-3 günde bir tercih edilebilirken ,bunun yerine cevizi de alternatiflerinin arasına alabilirler. Yine çok sevilerek genelde ana yemek ile beraber tüketilen pideleri ise hedef kilosuna yaklaşmış kişiler 1 ince dilim kadar bir öğünün de tüketebilir. İçinde 10 dan fazla element taşıyan faydalı besinimiz hurmayı ise 2-3 günde bir tüketebilir. Öğünler bittikten sonra tatlı isteği olan kişilerin tatlı tüketimine dikkat etmesi gerekir. Yemekten yaklaşık 1 saat sonra daha çok hafif ve sütlü tatlıları tercih etmesi gerekir. Güllaç ,kazandibi, muhallebi, tavuk göğsü gibi hafif tatlıları hafta da 1-2 tüketebilirken bu tatlı isteklerini gidermek için ara öğünlerinde porsiyon kontrolünde meyve ve yanında yağsız ya da yarım yağlı süt ve süt ürünlerini tüketebilirler.
Sahur, enerji gereksiniminde eksiklik yaşamamak için atlanmaması gereken 2. Ana öğündür. Sahur da haşlama yumurta , yumurta ile yapılmış omlet, yumurta ile yapılmış menemen ve yine yağsız peynir çeşitlerine yer verilebilir. Gün içerisinde vücut susuz kalacağı için sahur ve iftar dışında 8 bardak su tüketimi vücudun sıvı elektrolit dengesi için oldukça önemlidir. İftardan sonra genelde kültür olarak çay ve kahveye muhakkak yer veririz bu alışkanlığın önüne geçerek bu süreçte bunun yerine su tüketmek daha yararlı olacaktır.
Uzun süre hem aç hem susuz kalmak halsizlik, baş ağrısı gibi semptomlara neden olabilir. Kan şekerini dengede tutmak ve gün içerisinde açlık yaşamamak için iftarla sahur arası yapılan atıştırmalıklarda meyve ile birlikte proteinden zengin süt, yoğurt, kefir tüketimi önerilir. Aynı zaman da kalsiyum, magnezyum ve omega3 yağ asitlerinden zengin kuruyemişlere porsiyon kontrolünde yer verilmelidir.
Sağlık sorunlarına yol açabileceğinden, yemekten hemen sonra uyumaktan kaçınılmalıdır. Reflüden kaçınmak için yavaş yemek ve doyma hissi geldikten sonra hiçbir şey yememek de çok önemlidir.
Doktorunuz tarafından reçete edilen herhangi bir besin takviyesi veya vitamin varsa, ihmal edilmemelidir.
Bu süreçte tıpkı bedenimiz gibi ruhumuzu da besleyebilmemiz için diğer bir alternatif ise fiziksel aktivitedir. Günde sahur ve iftardan sonra 2 kez , 15-20 dakika süreyle biraz yürüyüş ,kapalı alan egzersizi ve yoga yapmak bedeninize iyi gelecektir. Öğle saatlerinde kısa bir uyku da vücudunuzu dinç tutacaktır.
Ara Öğün Alternatifleri
- Kefir, Ayran
- Laktozsuz süt + meyve
- Komposto
- Şekersiz hoşaf
- 1 kase yoğurt + meyve
- Kuruyemiş (badem, ceviz, fındık, yer fıstığı, kaju, leblebi )
- Proteinli barlar
Diyetisyen Elif Araç