İşin aslı yaşam tarzınızı değiştirmeye zorlamayla oluyor. Yıllarca yanlış beslenmenin ceremesini sadece dizleriniz , vücudunuz değil ama asıl beyniniz çekiyor. Beyin de bunu size fazlasıyla ödetiyor sonradan. Siz ona haz alacağı yenilikler sunmazsanız o da yemekten aldığı hazzı hiçbir şeye değişmiyor.
Ameliyattan sonra bir kere yeme miktarınız çok çok çok düşüyor. İşin güzel kısmı açlık hissiniz azalıyor. Burada özellikle Tüp mide ameliyatına teşekkür ediyoruz. Çünkü o yaşam tarzınızı değiştirmedeki en büyük yardımcınız. Az az yiyorsunuz, eskisi gibi acıkmıyorsunuz. Midenizin %80 nine yakını bu ameliyatta alınıyor. Dolayısıyla hacim olarak zaten daha az yemek zorunda kalıyorsunuz. İkinci ve en güzel kısmı ise “açlık hissiniz azalıyor”. Midenin çıkartılan kısmından salgılanan hormonlar daha az açlık hissetmenizi sağlıyor. Size verilen kurallara uyarsanız sağlıklı bir zayıflamaya ve fazla kilonun size verdiği etkileri birer birer bitirmeye doğru gidiyorsunuz.
Peki beyniniz? O ne yapıyor bu esnada. Sonuçta yıllarca bir şeyler yiyerek mutlu ettiniz onu. O kendi payını isteyecektir yine. İşte o zaman da devreye artmış yaşam kalitesi giriyor. Artık daha sosyal, kendine güveni daha fazla , daha hareketli dolayısıyla da fiziksel ve moral olarak daha yüksek bir seviyede yer alan birisiniz. Yemeğin yerine birçok şey koyuyorsunuz aslında. Spor yapıyorsunuz, sevdiklerinizle daha çok görüşüyorsunuz ve ilgileniyorsunuz, seyahate çıkabiliyorsunuz. Daha da önemlisi kalabalığın içinde negatif farkındalığınızı ortadan kaldırmış , hatta pozitife dönüştürmenin verdiği gururla, mutlulukla beyninizi besliyorsunuz. Beyniniz artık eskisi gibi yedikçe mutlu olmayacaktır. Yerine başka şeyler koydunuz bile.
Ama beyin bu! Boş durmaz ! en ufak bir duygusal boşluğunuzda size yine eski oyunlarını oynamaya başlayacaktır. Şu tatlıdan ye! Bir seferden bir şey olmaz ! Daha fazla ye! İşte bu noktada doktorunuzdan , ameliyat olduğunuz ekipten destek almayı ihmal etmeyin.
